Bir tür olarak, insan olmanın ne anlama geldiğini yükselten, genişleten ve dönüştüren sanat eserleri yaratma konusunda olağanüstü bir yeteneğe sahibiz. Henry James'in romanları bir insanın iç dünyasını diğerine aktarabilir. Wagner veya Schubert'in müziği, kendimizi onların yüce seslerine teslim ederken bizi duygusal bir roller-coaster yolculuğuna çıkarıyor.
Bunlar, Marcus du Sautoy'un 'yaratıcılık kodu' dediği şeyin ifadeleridir. Yine de bazıları, yapay zeka ve makine öğrenimindeki yeni gelişmelerin o kadar karmaşık olduğuna inanıyor ki, insan olmanın ne anlama geldiğini öğrenebilecekleri - kodu kırabilecekleri.
Teknoloji her zaman insan olma anlayışımızı genişletmemize izin verdi. Ancak yapay zekanın yeni araçları farklı şekillerde yaratmamıza izin verecek mi?
Yapay zeka ve makine öğrenimindeki son gelişmeler aynı zamanda artık sanat yaratabilecek olanın sadece insanlar olmadığı anlamına da gelebilir mi?
Ve yaratıcılık, tıpkı bilinç gibi, tespit edilmesi zor olan kelimelerden biridir: Bu makineleri ne yapmaya zorluyoruz?
Marcus du Sautoy, Yaratıcılığın Şifresi'nde bu yeni gelişmelerin hem yaratıcı sanatlar hem de kendi konusu olan matematik için ne anlama gelebileceğini inceliyor. Turing testinden AlphaGo'ya kadar, algoritmaların başarabileceklerinin sınırları var mı, yoksa insan yaratıcılığını mükemmel bir şekilde taklit edebilirler mi? Dahası, Marcus'un sık sık boğuştuğu karmaşık matematik problemlerini daha derinden görmesine yardımcı olabilirler mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder